Bir Sehpanın Etrafında Kurulan Uyum

Ananas Design + Crafts’ın EDGE serisi, mekânın merkezine değil; onunla birlikte akan, sessiz bir dengeyi temsil ediyor. Bu koleksiyon, bir ahşap sehpadan beklenen tüm işlevlerin ötesinde, tasarımın alanla kurduğu ilişkiye odaklanıyor. EDGE, adını taşıdığı gibi; sınırları belirlemek değil, onları yumuşatmak için tasarlandı.

Serinin temelini oluşturan masif meşe tabla, sıcaklığı ve doğal dokusuyla ilk bakışta kendini belli ediyor. Meşenin her damarında yer alan küçük geçişler, yüzeyin bir standardı değil, kendi hikâyesini taşıdığını hissettiriyor. Zımpara sonrası elde edilen yumuşaklık, bu doğal malzemenin özenli bir biçimde işlendiğini gösteriyor. Farklı tonları koruyarak ürettiğimiz meşe sehpa seçenekleri, her ortamda özgün bir denge yaratıyor.

Biçim ve İşlev Arasında Uyum: Malzeme, Modülerlik ve Kullanım

Ayaklar, EDGE serisinin hem yapısal hem görsel omurgasını oluşturuyor. Elektrostatik fırın boya ile tamamlanan metal ayaklar, hem sağlamlık hem estetik bütünlük sağlıyor. Mat siyah, koyu kahve, bronz ve bej gibi tonlarla hazırlanan bu ayaklar, tabla ile hem kontrast hem uyum kurabiliyor. Alternatif olarak tercih edilen eskitme kaplama ayak, daha klasik ya da sıcak bir atmosfer arayanlar için ideal bir seçenek sunuyor. Bu çeşitlilik, koleksiyonun yalnızca bir form değil; bir his taşımasına olanak veriyor.

EDGE’in sunduğu bu dengeli yapı, sadece görünümle sınırlı değil. Farklı ölçülerde üretilen parçalar, hem büyük hem küçük yaşam alanlarına uyarlanabiliyor. Oturma odasında merkezde duran büyük boy modelin yanında, daha dar alanlara uygun küçük versiyonlar da mevcut. Seride yer alan masif meşe zigon takımı ise koleksiyonun tamamlayıcı ögesi. Üçlü yapısıyla hem fonksiyonel hem yerden tasarruf sağlayan bu zigonlar, farklı kullanım senaryolarına açık bir çözüm sunuyor.

Ahşap zigon tasarımı, EDGE’in çizgisel sadeliğini korurken kişiselleştirilebilirliğe de açık bırakıyor. Zigonlar, kullanıcıya ister birlikte ister ayrı ayrı kullanılabilecek esneklik sağlıyor. Küçük bir okuma köşesinde, kanepenin yanında ya da yatak odasında gece sehpası olarak değerlendirilebiliyor. Aynı form, farklı mekânlarda bambaşka karakterlere bürünebiliyor.

Alternatif olarak koleksiyon, masif ceviz zigon seçenekleriyle de sunuluyor. Cevizin sıcak kahverengi tonu, meşe kadar belirgin ama daha derinlikli bir ifade taşıyor. Bu seçenek, özellikle daha koyu zeminli ya da geleneksel detaylara sahip iç mekânlarda öne çıkıyor. Her ceviz sehpa, farklı bir ruh hali yaratıyor; EDGE koleksiyonunun özüne sadık kalarak, yeni bir tını katıyor.

Koleksiyonun her parçası, kullanıcıyla birlikte şekillenecek şekilde düşünüldü. EDGE bir sistem gibi çalışıyor: tabla rengi, ayak formu ve ölçü seçenekleri birlikte değerlendirilebiliyor. Bu modüler yapı, hem kişisel ihtiyaçlara hem mimari detaylara uyum sağlıyor. Her masif sehpa, kullanıcıyla kurduğu bu esnek ilişki sayesinde sıradan bir mobilya olmaktan çıkıyor.

Üretim sürecinde malzemenin doğasına sadık kalmak bizim için öncelik. Ne meşe sehpa ne de ceviz sehpa olması fark etmeksizin, her tabla elde zımparalanıyor; damar yapısı korunarak doğal haline bırakılıyor. Yüzeyde kullanılan koruyucu katman, ağacın görünümünü kapatmadan, zamanla güzelleşmesine izin veriyor. Metal ayaklar ise atölyede her tabla için ayrı ayrı uyarlanıyor. Böylece hem görsel uyum hem yapısal güvence birlikte sağlanıyor.

EDGE’in tasarım dili, gösterişli olmadan dikkat çekiyor. Net hatları ve sade yapısıyla mekânda sakin bir bütünlük yaratıyor. Oturma alanlarının tam ortasında olmak zorunda değil; bazen biraz geride durarak da varlık gösterebiliyor. Onu özel yapan, dikkat çekmeye çalışmaması. Bu duruşu sayesinde, hem ahşap sehpa olarak işlevini yerine getiriyor hem de mekâna saygılı bir eşlik sunuyor.

EDGE, yaşam alanlarında geçici bir ziyaretçi değil; uzun süreli bir yol arkadaşıdır. Galerilerde, otel lobilerinde, evlerde ya da ofislerde, bulunduğu mekâna ayak uydurur ama karakterinden ödün vermez. Her ürün, düşünülmüş detayları ve dikkatli işçiliğiyle bu sessiz ama güçlü karakteri taşır.

Kısacası EDGE, sadece bir masif sehpa koleksiyonu değil; zamanla uyumlanan, mekânla konuşan, kullanıcıyla bağ kuran bir tasarım yaklaşımıdır.